Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Adım Sude Atmaca ve Amerikan Üniversitesi-Bulgaristan’da psikoloji ve iletişim alanlarında çift ana dal yapmaktayım. Aynı zamanda AUBG’nin Türkiye Elçisiyim ve Smartversity International Pathways programlarında mentor olarak görev almaktayım.
AUBG’de psikoloji okumanın avantajları nelerdir?
Bir kere çok uluslu bir ortamda ve modern bir kampüste eğitim almanın keyfini yaşıyorsunuz. 50’den fazla ülkeden gelen öğrencileri tek bir yerde görebilmek, arkadaşlıklar kurabilmek AUBG’deki en önemli kazanımlarımdandır. Geleceğin psikoloğu olarak farklı kültürlerdeki insanların bir meseleye farklı bakış açılarını deneyimlemek bana ciddi birikimler sağlıyor. Bu açıdan AUBG benim için bulunmaz bir laboratuvar.
AUBG özellikle Erasmus ve Work&Travel programlarında çok aktif bir üniversite. Her sene Work & Travel programlarına katılan bir öğrenci ailesine bağlı kalmadan çok rahatlıkla eğitimini ve yaşamını finanse edebilir. Kaldı ki AUBG ciddi oranda burs vermektedir. Mesela ben her sene %40 burs almaktayım. AUBG mezuniyetim sonrasında biri Amerikan diğeri Avrupa olmak üzere çift diploma ile mezun olacağım. Bu hem ülkemde hem de uluslararası alanda bana ciddi avantajlar sağlayacak. İngilizce eğitim almamın yanında bir de Almanca öğrenmekteyim. Benim için AUBG, Amerikan eğitimini Avrupa kültürü ile harmanlayan gerçek bir dünya üniversitesidir.
Bir Amerikan Üniversitesinde İngilizce dilinde psikoloji eğitimi alıyorsunuz. Özellikle kabulde en önemli kriterler olan dil yeterliliği ve akademik becerileri nerede elde ettiniz?
Psikoloji bilimine ilgim 12 yaşlarında başladı diyebilirim. Kitap okumayı ve insanları analiz etmeyi seven bir kişiliğe sahibim. Liseden mezun olduğumda yurtdışında psikoloji okuma fikri bende netleşmişti. AUBG’de psikoloji okumaya karar verdiğimde İngilizcem A1 seviyesindeydi ve özellikle üniversite eğitiminde gerekli olan akademik becerilere dair fazla bir bilgim yoktu. AUBG’de sunulan İngilizce ve Akademik Beceriler Programına katılarak kabul için gerekli şartları sağladım.
Yurtdışında psikoloji okumak isteyen bir adayın tarifini yapar mısınız?
Bir insan hedeflerine ulaşmak istiyorsa her şeyden önce rüzgârlı havada yakılmış bir mum olmamalıdır. Psikoloji eğitimi gerçek bir entelektüel çalışmadır ve bu çalışmada başarılı olmanın püf noktası bütün çabaların yegâne bir istikamete yönelimidir. Yurtdışında psikoloji eğitimi planlayan bir adayın edinilen bilgileri derinlemesine kavramış olması ve liseden her şeyi yüzeysel görme alışkanlığı ile mezun olmaması gerekir.
Avrupa’da psikoloji eğitimi hangi ülkede/üniversitede alınmalıdır?
Yurtdışında psikoloji okumak için araştırmalar yapan adaylar bir ülke için karar alırlar iken toptancı yaklaşımlardan ya da salt reddetmelerden mutlaka kaçınmalıdırlar. Avrupa’da İngilizce psikoloji eğitimi sunan üniversiteleri sizler için neler ortaya koyabilecekleri ile değerlendirin. Turistik anıtlar resimlerine bakılarak fakülte seçilmemelidir. Çünkü bir peyzaj için güneş ışığı ne ise yurtdışı psikoloji eğitiminde kariyerinizi etkileyecek fakülte odur.
Sizce iyi bir psikolog nasıl olunur?
Günümüz modern toplumlarında insanlar bağımsızlık ve güvenlik elde etmeyi değil, lüks ve gösteriş elde etmeyi arzuluyor; başkalarını çatlatma ve sersemce kendini beğenmişlikle gösteriş yapma arzusu tüccarlara, bankacılara, sanayicilere, doktorlara hatta öğretmenlere bile en usandırıcı meşgaleleri dayatır. Neredeyse bütün insanlar herhangi birşey hakkındaki hükümlerini kamuoyunun ona biçmiş olduğu değere göre verirler. Üstelik kamuoyu sadece gemimizi ilerleten yelkenleri şişirmekle kalmaz, dümenin kontrolünü de üstlenir ve rotayı belirleme hakkını bile elimizden alarak bizi tamamen pasif bir role indirger. Yurtdışında psikoloji okumak için kendinizi önce kamuoyunun işgalinden kurtarın, sonra da kendinizi fethedin. Sizi, iyi bir psikolog ve insan yapacak hamle budur!
Sağlam bir entelektüel kültür sahibi nasıl olunur?
Yurtdışında psikoloji eğitimi alan her öğrenci sağlam bir entelektüel kültüre sahip olmalıdır. Bunun için herkese gerekli ve yeterli olan dört saati günün 24 saati içinde herkes bulabilir. Eğer zihin tüm dikkati ve kaynaklarıyla kendini yaptığı işe verebiliyorsa, doğrusu günde birkaç saat çalışma yeterlidir. Çünkü plansız, aşırı çalışmayla zihnimizi paralatmaya çalıştıkça onun tam tersine köreldiğini de görebiliriz.
Paris’te, Prag’da ya da Sofya’da psikoloji okumanın farkı nedir sizce?
Yurtdışında psikoloji okumak için üniversitenin bulunduğu şehre istinaden öğrencileri kategorize etmek ( ya da öğrencilerin kendilerini kategorize etmesi) yapılacak büyük hatalardan biridir. Avrupa’da psikoloji eğitimi adaylarını oluşturabilecek iki sınıflandırma olabilir: Ağırbaşlılıkla hareket eden enerjik öğrenciler ve nasıl davranacağını bilmeyen zayıf iradeliler. Birinciler nerede olurlarsa olsunlar çok az imkânla harikalar yaratabilirler ve enerjilerini genellikle önce imkânları yaratmak için kullanırlar; ikinciler ise etrafları kütüphaneler ve laboratuvarlarla çevrili olsa da hiçbir şey yapmazlar, asla da yapmayacaklardır. Entelektüel manada kendi kendinin celladı olmaya karar vermiş bir yurtdışı psikoloji eğitimi adayını ne Paris’te yaşamak, ne de Sofya’da eğitim almak kurtarabilir.
Yazmış olduğunuz bir kitap ile alakalı yapılan röportajda aktif zevklerin artırılmasından bahsetmişsiniz. Kastettiğiniz nedir?
Avrupa’da psikoloji eğitimi alırken farklı kitaplar okunmalı, müzeler ziyaret edilmeli, orman ve dağlarda gezinti yapılmalı ki asla ruhsal isteksizliğe ve tembelliğe düşülmemelidir. Çünkü tembeller parmaklarını kapatmaya üşendikleri için hayatın zevklerinin avuçlarının içinden kayıp gitmesine izin verirler. Bu tarz insanlar esprili bir şekilde gravürlerdeki şu kılıçları sürekli havaya asılı duran ama asla inmeyen askerlere benzetilir.
Yurtdışında psikoloji okuyan biri olarak yeni adaylara neler söylemek istersiniz?
Yurtdışında psikoloji eğitiminin asla affetmediği hatalardan biri zihinsel tembelliktir. Mesela, psikoloji okumak isteyen (veya benim gibi okumakta olan) bir öğrencinin doğdukları günden beri sabahtan akşama kadar uygulamalı psikoloji yapıyor olduklarını akıllarından çıkarmamalıdırlar.
Yurtdışında psikoloji eğitimi adayları elbette farklı alanlarda kitaplar okumalılar ama kitapların onlar için alıntalıdığı örnekleri ezberlemek yerine kendilerini incelemenin ve kişisel örnekler bulmanın çok daha basit ve bir o kadar da verimli olacağını unutmamalıdır. Çünkü yapılan kişisel araştırma ve incelemeler, yurtdışında psikoloji okurken başkalarının araştırdığını ezberlemekten çok daha yararlıdır.
Bunu belirtme sebebim de kişisel çalışmaya yönelik isteksizliğin çok fazla değişikliğe uğramadan yurtdışında psikoloji eğitimi adaylarının kendileri ile birlikte bu olumsuz özelliklerini de üniversiteye taşımalarıdır. Bunun sebebi de, hiçbir sınavın adayın ne olduğuyla ya da ne değer taşıdığıyla meşgul olmamasıdır; sadece adayın hafızasını ve öğrenilmiş konulardaki seviyesini ölçüyor olmasıdır.
コメント